Bu dünya bize atalarımızdan miras kalmadı. Biz onu çocuklarımızdan ödünç aldık.
Ara

Mutluluğun Formülü; Zevkten Vazgeçmek!

Mutluluğun Formülü; Zevkten Vazgeçmek!

Mutlu Olmanın Formülü Zevklerden Vazgeçmek!

Yanlış duymadınız! Deneyimsel Tasarım Öğretisi gerçek anlamda mutluluğu yakalayabilmek için zevklerden fedakarlık etmemiz gerektiğini söylüyor. İlk duyulduğunda birçok kişiye tuhaf gelecek olan bu formül aslında geçmişte büyüklerimiz tarafından uygulanıyordu. Onlar bilerek veya bilmeden mutluluğun sırrını yaşıyorlardı. Hem de bu kadar kişisel gelişim rehberliği olmadan… Peki, nasıl mümkün olabilir zevk almadan mutlu olmak?

Zevkle Mutluluk Aynı Şey Değildir: Öncelikle her iki kavramın tanımını yapmak gerekiyor, diyor Deneyimsel Öğreti… Çünkü zevk ve mutluluk birbirine en çok karıştırılan kavramlardır. Sanki bu iki kavram aynı durumu tanımlıyor zannederiz ve bu yüzden yanılırız.
Zevk; materyale dayalı yaşanan olumlu histir. Yani materyal tüketildiğinde yaşanan hazdır. Tüketim bittiğinde haz da biter. Zevke dayalı yaşanan haz kısa süreli ve anlıktır. Çikolata yediğimizde, alış-veriş yaptığımızda, sigara içtiğimizde, alkol aldığımızda oluşan durum budur. Materyal/Madde ortadan kalktığında haz da biter.
Mutluluk ise tam tersidir; materyal olmadan yaşanan hazdır. Mutluluk, anlık değil süreklidir ve tüketim azaldıkça artar. Yani anlık haz veren zevkler azaldıkça, sürekli haz, mutluluk artar.

Her Şey Zıddını Var Eder: Bu birbirine iki zıt kavram aynı anda yaşanmaz. Tıpkı gece-gündüz gibi biri ortaya çıktıkça diğeri ortadan kaybolur. Yani, anlık tüketime dayalı hazlar arttıkça, sürekli haz, mutluluk azalır. Kişiler bir süre sonra hazza ulaşma isteğini giderebilmek için tükettiği maddeye bağımlı hale gelir. Ve o maddeyi tüketmediğinde yoğun açlık ve sürekli mutsuzluk yaşar. 

Eskiden Daha Mutluyduk: Eski bayramları, eski ramazanları, eski komşulukları özlüyor olmamızın sebebi eskiden daha mutlu zaman geçiriyor olmamızdan kaynaklanıyor. Çünkü eskiden bu kadar çok tüketmiyorduk. Bu kadar çeşitli tüketim materyalleri hayatımızda yoktu ve ihtiyacımız da yoktu. Bugünkü gibi eğlendiricilerle oyalanmıyor, kendi eğlenme becerilerimizle, oyunlu yaşayabiliyorduk; Evlerde aileler sohbet ediyor, çocuklar sokakta bir iple yüzlerce oyun üretiyordu. Misafirliklerde fıkralar anlatılıyor, hatıralar konuşuluyor, deneyimler aktarılıyordu.
Bugüne baktığımız zaman manzara tamamen farklı; Bugün büyükler de küçükler de oyunlu değil, oyuncaklı yaşıyor. Televizyon, internet, cep telefonu, Facebook vs. olmadan eğlenemeyeceğine inanan birçok insan var. Bir şeylerin bizi eğlendirmesi gerektiğine inanıyor ve bunun sonucunda kendi eğlenme becerimizi hadım ediyoruz.  O yüzden evimiz, çocukluğumuz, arkadaşlıklarımız, ziyaretlerimiz eskisi gibi lezzetli olamıyor.

Eğlendiricileri Azaltın: Mutluluğumuzu artırabilmenin yolu eğlendiricileri hayatımızdan çıkartmaktan geçiyor. Her 2 ayda bir, bir tane eğlendiriciyi hayatınızdan çıkartabilirsiniz. İşe özellikle gerçekten ihtiyaç olmayanlardan başlayabilirsiniz. İki cep telefonunuz varsa bir taneye indirebilir, akşam eve girdikten sonra kullanmamayı deneyebilirsiniz.  Facebook hesabınızın başında harcadığınız saatlere bir limit koyarak işe başlayabilirsiniz. Alkol, sigara gibi zararlı tüketimleri hayatınızdan çıkartarak mutluluğunuzu kazanmak için çok önemli bir adım atabilirsiniz. Çocuklarınıza aldığınız oyuncakları azaltabilir onların kendi oyunlarını üretmesi için zemin hazırlayabilirsiniz.

Teknoloji Orucu Tutun: Evinizde ailenizle olan mutluluğunuzu artırmak için sizi birbirinizden uzaklaştıran ve oyalayan eğlendiricilere bir limit koyun. Örneğin haftada 1 evdeki ekranları kapalı tutun. Televizyon, internet, cep telefonunu, Playstaion’ı kapatın. O günü ailenizle, oyun oynayarak veya eski anılarınızı, deneyimlerinizi anlatarak geçirebilirsiniz. Bu herkesin bir süre sonra hoşuna gitmeye başlayacaktır. Kim bilir belki bir süre sonra ekranlar haftada 1 açık kalıp diğer zamanları ailenize ayırmayı tercih edecek kadar ilerleyebilirsiniz.

Alış-Veriş Stilinizi Gözden Geçirin: Çoğu zaman ihtiyacımız olmasa da marketlerde, mağazalarda gördüğümüzde “o an” hoşumuza giden şeyleri, düşünmeden alabiliyoruz. Sonrasında aslında o tüketime ihtiyacımız olmadığını fark edebiliyoruz. Bu da gereksiz tüketime sebep oluyor. Alış verişe çıkmadan önce gerçek ihtiyaçlarınızı listeleyin ve bunun dışına çıkmamaya özen gösterin. Listede olmayan ve gördüğünüzde beğendiğiniz ve almak istediğiniz şeyi almak için acele etmeyin. O ürünü almayı 1 gün sonrasına erteleyin. 

Unutmayın bu hayatta mutlu olmak herkesin hakkıdır. Hayatta mutlaka eğlenir ve haz yaşarsınız ama bunun stili farklıdır; Anlık hazlar ve eğlendiriclerle zevkli ama toplamda mutsuz bir hayat sizi beklerken, tüketimlerinizi kontrol edip eğlendiricileri, zevk vericileri azalttığınızda, kendi eğlenme beceriniz ortaya çıkar. Bu sayede doyum becerisi ve sürekli hazzı yüksek bir insan olursunuz.

Haber: Deneyimsel Tasarım Öğretisi


 

Okunma Sayısı: 2559  / Yorum Sayısı: 0
Bu yazıya daha önce yorum yapılmamış ?
Yorum
Üye olmak için tıklayınız...